merhaba yazımı okumadan önce sizlerden bir ricam olacaktı. ben genellikle bi yazı kaleme alırken kelimelerim ve düşüncelerimle bir bütün olup onlarla beraber kimi zaman uysallaşacak kimi zaman asi bir evlat gibi celallenececek ve kafamın içersindeki düşüncelerimi kelimelere aktarmamda aracı olan bir müzikle orataya atarım. müzikler biz insanların ruh halidir. onlar en güzel anların en güzel şahididir. karamsar anların ise dert ortağıdır. o yüzden binbir türlü halleri vardır ya. güzellerdir. hoşlardır. bi nevi sizle bütünleşmiş bir arkadaşdır. siz mi onu seçersiniz o mu sizi bulur burası muamma tabi ki. her neyse yazımı kaleme alırken bana ve kelimelerime arkadaşlık eden Balmorhea’nın Remebrance parçası oldu. sizlerden ricam naçizane denememi okurken Remebrance dinlemeniz olacaktır. ...
Biz çok şık kaybettik sadece kaybettiğimizin farkında değildik. Diye başladım bu metne. Burası benim güncem bir nevi hayat seyirim. İşler iyi giderken yazmayı seven biri değilim. İyi günleri fotoğraf kareleri ve çeşitli zihinsel dehlizlerde ,kötü ve melankoliyi güncelerimden izliyorum. Ama bu sefer farklı. Açıkçası kaçıncı kez ‘bu sefer farklı’ dedim yaşamımda bilmiyorum. Stabilize kalıp yerimde mi sayıyorum acaba?- ‘Stabilize kalmak tekrara düşmektir, tekrar ise gerilemenin habercisidir.’ derdim hep.- Ama bu sefer farklı çünkü kabullendim. Neyi mi? Yenilgimi, kaybedişimi. İçimde yas tutan kalabalık benliğimin sessiz ağlayışlarını duydum. Sonrasın kabullenmediğim kaybedişlerimi içimde yine yaşadım. İlerlemek için daha öncesinde gerilediğini kabul etmem ve bu hataları her ne kadar istemesem de unutmamam gerekiyor, inkâr sadece beni kendi gözümde ilerlemiş ilüzyonu yarattıran biri. Arada hiçbir şey olmamış gibi yenilgiyi kolayca kabullenebileceğimi sanıp (ki bu imkansıza yakın) yeni...
🎵 Something In The Way Sabahın altısı. hafiften hareketlenmeye hazırlanan yaşam senfonisinin sessiz ve sisli bir ayazla birlikte hazırlanışı. Ben bu sabahın altısında yine uyanık ve yine çekilmez olan yaşamımı enteresan düşünceler ve hayaller içersinde yoğurmaktayım. Az önce kitabımı bi kenara koydum ve bu metini yazmaya koyuldum ve yine aklımda tek bir kişi - tüm özlemim ve nefretimle birlikte- Nereye varacak bu metin, ne anlatmak istiyorum inanın ki hiç bilmiyorum ama şunu çok iyi biliyorum ki yalnızca iki kişi okuyacak bu metini. İçsel dünyamın dehlizlerinde yorulduğum bu saatlerde az önce bi kenara bıraktığım kitabımı düşünüyorum. Düşünüyorum çünkü herkesin veya genel bir kitlenin kült olarak baktığı bu kitap beni açıkçası fazlasıyla etkileyemedi. Bu bir problem mi? Elbette değil. Her çiçeğin her toprakta yeşermeyeceği gibi az önce bir kenara bıraktığım kitabım da beni çok doyuramadı. Ama bir sorun olarak baktığım mesele şu ki; uzun zamandır ‘çekilmez’ diye nitelediğim ...
Yorumlar
Yorum Gönder